Tuesday, June 12, 2012

kumandareasın kula romanı

yunan yazar menis kumandareas kula isimli bir kitaba sahip. ama roman dediysem … hikaye. başta sürçe lisan edip roman demişiz. affola. hafif siklet hem sayfa sayısından hem de hikayenin dolgunluğundan. hikaye. bir kaçamak olayı. çok kısa sürüyor. rütine dönüşmüş hayatı kısa süreliğine yırtıp atıyor kula. kısa süreliğine. halbuki okuyucu için bu kaçamağın tadını çıkarmak için, kulayı ve çapkın çocuğu tanımak için, düştükleri tutkuyu, çelişkiyi adam gibi anlamak için bolca bir anlatım lazımdı bence. bir nefeste okudum. sürükleyiciydi. belki beklentimin çok yüksek olmasından kitap beni çok etkilemedi.
sahnelerden birinde atina sakinlerinin savaş korkusundan bahsediyor. trenin elektriği kesilince kalabalık, karanlık içinde savaştan kalan korkunun hofuyla paniğe kapılmaya başlıyor. hangi savaş diye merak ettim. osmanlıya karşı verilmiş savaş olabilir, ikinci dünya savaşı olabilir diye düşündüm. kitap 1975de yazıldığına göre ikinci dünya savaşı olmalıydı. ikinci dünya savaşında atinada neler olmuş diye internete gözatıverdim. meğerse şehir faşistlerden çok acılar çekmiş. nazi almanyası atinayı işgal ediyor, mussolini beceremeyince. işgal sonrası şehirde büyük bir açlık başlıyor. insanlar açlıktan sokakların ortasında ölüyorlar. aylarca. o korku bu korku olsa gerek.
makaleyi okurken başka bir şey daha ilgimi çekti. bir geminin trajik hikayesi. savaşta tarafsız olan türkiye gemisinin, kurtuluş s.s.in atinaya yiyecek götürmesi. seferlerinden birinde kurtuluş marmara denizinden batıyor. bir belgeseli ve öyküsü var kurtuluşun.